NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
عَبْدُ
الْأَعْلَى
بْنُ حَمَّادٍ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ
عَنْ ابْنِ
عَجْلَانَ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ أَبِي
سَعِيدٍ عَنْ
أَبِي
هُرَيْرَةَ
أَنَّ
رَجُلًا
كَانَ يَسُبُّ
أَبَا بَكْرٍ
وَسَاقَ نَحْوَهُ
قَالَ أَبُو
دَاوُد
وَكَذَلِكَ رَوَاهُ
صَفْوَانُ
بْنُ عِيسَى
عَنْ ابْنِ عَجْلَانَ
كَمَا قَالَ
سُفْيَانُ
(Said b. Ebi Said'in)
Hz. Ebu Hureyre'den (naklettiğine göre);
"Bir adam, Hz. Ebu
Bekir'e sövmüş..."
(Hadisin kalan kısmında
Said b. Ebi Said bir önceki 4896. hadis'in) bir benzerini rivayet etti.
İzah:
"Kötülüğün cezası
da ona denk bir kötülüktür, fakat kim bağışlar ve (kendisiyle düşmanı arasını)
düzeltirse onun mükâfatı Allah'a aittir. Elbette o zalimleri sevmez"[Şûra
40]
"Eğer bir ceza ile
mukabele edecek olursanız ancak size yapılan azab ve cezanın misli ile yapın
(daha fazla ileri gitmeyin); sabredersiniz and olsun ki bu tahammül edenler
için daha hayırlıdır"[Nahl 126] âyeti kerimelerinde açıklandığı üzere
insanın kendisine zulmeden kimseye onun zulmüne denk olacak yani onu aşmayacak
şekilde mukabelede bulunarak intikam alması caiz olmakla birlikte, onun bu
zulmünü sabırla ve afla karşılaması kendisi için daha hayırlı ve sevabh olur.
Nitekim (2894) numaralı hadisin şerhinde de açıklamıştık.
Her ne kadar Hz. Ebu
Bekir, kendisine yapılan saldırının ikisini sabırla karşılayıp birine haddi
tecavüz etmeyecek şekilde karşılık vermek suretiyle, âyet-i kerimelerde
açıklanan ruhsat ve azimet yollarının her ikisiyle de amel etmiş ve kendisini
haddi tecavüz etmekten korumuş ise de, kendisi için daha hayırlı olacağı
cihetle Rasûl-i zişan efendimiz, bu hususta kendisine azimet yolunu tavsiye
etmiş, azimet yolunu tuttuğu sürece, kendisi adına bir meleğin cevap
vereceğini, ruhsat yolunu tutması halinde ise münakaşanın uzaması söz konusu
olup bu durumda şeytanların devreye gireceklerini haber vermiştir. Perde
arkasını bilip ona göre hareket etmenin değerini bilenler için ne güzel bir
öğüt! Her ne kadar bu rivayetler mürsel iseler de birbirlerini teyid ettikleri
için zayıflıktan kurtulmuşlardır.